Gelin makyajında nelere dikkat edilmeli?

30 Haziran 2010 Yazan  
Kategori Makyaj Modası

Hayatınızın en önemli ve en özel günlerinden biri olan düğün gününüzde makyajınızın önemini göz ardı etmemek gerekir.

Gelin makyajında en önemli nokta, masumluğun ve şıklığın ön plana çıkması gerektiğidir. Bu yüzden gelin makyajı için en ideal renk tonları beyaz ve pembe tonlarının kullanılmasıdır. Aynı zamanda bu renkler gelinliğinizin ve duvağınızla uyum gösterir.

Gözden kaçırmamanız gereken diğer bir ayrıntı ise düğünden en az 1 hafta önce cilt bakım uygulamalarınıza başlamanızdır. Çünkü düğün telaşı yüzünden son derece yoğun günler geçireceksiniz ve doğal olarak uykusuzluk ve yorgunlu cildinizi yıpratacak. Ne kadar başarılı bir gelin makyajı yaptırsanız da yorgun bir cilde uygulan makyaj tam olarak kendisini göstermez. Bu yüzden düğününüzden 1 hafta öncesinden cilt bakımı yaptırmayı ihmal etmeyin.

Gelelim düğün makyajınızın yapılacağı anlara. Renk tonları beyaz ve açık pembe ağırlıklı seçtiğiniz makyajınızı parlak beyaz veya parlak pembe olmamasına dikkat edin, çünkü bu düğün boyunca çekilecek kamera ve resim görüntülerinde yağlı bir makyaj görüntüsüne sebep olabilir. Kullanılacak fondötenin boyun kısmınızla aynı renkte olmasına özen gösterin ki yüzünüzle boynunuz arasında fark edilir derece bir renk farkı olmasın. Düğün süresini ortalama 5 saat kabul edersek, makyajınızın kalıcı bir makyaj olması sizi düğün süresince sık sık makyaj tazeleme derdinden kurtaracaktır. Bu yüzden özellikle fondöteninizi susuz fondötenler seçmeniz akıllıca bir tercih olur. Bu aşamada aynı dikkati göstermeniz gereken bir diğer ayrıntı ise kullanacağınız rimel. Rimeliniz düğün saatleri boyunca akmayacak türden kaliteli az yağlı veya hiç yağ barındırmayan bir rimel olursa uzun saatler kirpikleriniz rimelinizin sayesinde muhteşem görülecektir. Düğün saatleri boyunca gerek yemek yerken, gerek sıvı tüketirken rujunuz doğal olarak kısa sürede silinecektir. Bunun önüne geçmek içinde dudak makyajınızı yaptırmadan önce fondöten ve toz pudra ile dudaklarınıza ön makyajı yaptırın üzerine dudak kaleminiz ve rujunu uygulatın. Böylece düğün saatleri içinde daha kalıcı bir dudak makyajınız olacaktır.

Kalıcı Makyaj

29 Haziran 2010 Yazan  
Kategori Cilt Bakımı, Makyaj Modası

Artık her sabah işe gitmek üzere hazırlanırken makyaj yapmak zorunda kalmayacaksınız, denize makyajınızla girip çıkabileceksiniz, sabah ilk uyandığınızda mükemmel görünüme sahip olacaksınız!

Kalıcı makyaj sayesinde tabi ki..

Kalıcı makyaj nedir?

Lokal anestezi’den de yardım alınabilen ağrı çekmeden gerçekleşen bir medikal işlemdir. Diğer adıyla mikro-pigment uygulaması mikro, steril ve tek kullanımlık iğneyle doğal ve mineral renklerin derinin altına enjekte edilmesiyle gerçekleşiyor. Bu maddeler anti-elerjik olup özellikle yüz ve insan vücut için tasarlanmıştır, içeriğinde koku maddesi veya katkı maddesi bulunmamaktadır. Kozmetik-dövme olarak varsayabileceğimiz kalıcı makyaj işlemi ile kaş, göz çizgisi veya dudaklarda doğal cilt rengine yakışan makyaj uygulanabiliyor. Böylece ciltte yer alan lekeler giderilebiliyor, anatomik bozuklular ortadan kaldırılabiliyor. Kişi daha bakımlı ve genç bir görünüm kazanarak özgüvenini geliştirebiliyor.

Tarihi:

Aslında bu yöntemin kökeni uzun yıllar öncesine dayanmakta olup Uzak Doğu’da kendine özgü bir kültürü vardır. Tarihi 500 yıldan fazla olan bu işlemle Kaptan Cook coğrafi keşifler esnasında tesadüfen karşılaşmış, 1774 yılında Avrupa’da uygulanmasına önayak olmuştur. O günden günümüze kadar gerçekleşen süreç içerisinde kalıcı makyaj yeni yöntemler katılarak daha da geliştirilmiştir.

Kalıcı makyajın uygulama bölgeleri

Kaş, göz ve dudak öncelikli uygulama alanlarıdır. Eğer kişide birtakım hastalıklar sonucu kaş, kirpik ve saç kaybı meydana gelmişse bu bozukluklar kalıcı makyajla giderilebilmektedir. Meme operasyonları sonrasında meme ucu oluşturulmasında, deride oluşan renk değişikliklerinin ortadan kaldırılmasında, bazı renklerin normal deri rengine çevrilmesinde, yapay ben yaptırmak isteyenlerde veya benzeri istekleri olan kişilerde kullanılabilmektedir.

Kaşta kalıcı makyaj uygulaması kimlere yapılır?

Seyrek kaşlılarda, kaşsız kişilerde, kaşında yara veya operasyonlar sonrasında iz kalanlarda, kaş şeklini beğenmeyenlerde, kaşları olması istenenden ince ve simetrik olmayanlarda uygulanmaktadır.

Gözde kalıcı makyaj uygulaması kimlere yapılır?

Gözlüksüz makyaj yapamayanlarda, makyaj esnasında eli titretn insanlarda, göz çevresini daha belirgin hale getirmek isteyenlerde, gözleri küçük olanlarda uygulanmaktadır. Arzu edilen renklerde göze çizgi çekilerek gözlerin daha anlamlı bir görüntüye kavuşması sağlanabilir.

Dudakta kalıcı makyaj uygulaması kimlere yapılır?

Dudağının kenar çizgisinin belirginleştirilmesini isteyenlerde, dudakların birbirine göre simetrik olmadığını düşünenlerde, solgun bir dudak rengine sahip olanlarda, dudaklarının daha çekici ve dolgun görünüme kavuşmasını isteyenlerde uygulanmaktadır.

Kalıcı Makyajın Faydaları

Kadınlar makyaj için harcadığı zaman kaybından tamamen kurtulur. Sporcular, çalışmakta olan bayanlar, 24 saat güzel görünmek isteyenler ve makyaj yapmanın vakit kaybı olduğu düşünen kişiler için oldukça avantajlı bir yöntemdir.

50’ye yakın renk seçeneği bulunan kalıcı makyaj uygulamasında bu makyaj 3-5 yıl kullanılabiliyor.

Saç diplerinde yapılan çalışmalarla saçlarında seyreklik olan bölgelerde koyulaşma sağlanıyor. Bu uygulama ise 2-3 yıl kalabiliyor.

Normal makyaja oranla daha doğal duran kalıcı makyajda temizleme, yenileme gibi dertler bulunmuyor. Bu açıdan kadınların can simidi haline gelen kalıcı makyajın ilerleyen yıllarda çok daha fazla yaygınlaşacağı tahmin ediliyor.

Pralinli Çikolatalı Armut

28 Haziran 2010 Yazan  
Kategori Moda-Yemek Tarifleri

Bu tatlı çikolata sosu içerisindeki çikolatalı harcı ile diyeti bozduracak bir nefislikte. Son derce şık görünümü ile konuklarınızı feth edecek

5 adet armut

İki buçuk su bardağı tozşeker

Yarım su bardağı su

1 çorba kaşığı tarçın

50 gram kırık çikolata

50 gram pralin

Çikolata sos için:

3/4 su bardağı çırpılmış kremşanti

1 çorba kaşığı tozşeker

Yarım çorba kaşığı tereyağı

50 gram bitter kırık çikolata

4 adet armudu soyup içlerini çıkartın. Bir tencereye dizip üzerine tozşekerin yarısını serpin. Üzerine suyu gezdirip kısık ateşte hafifçe pişirin.Soğumaya bırakın. Armutların yan kısımlarından elma dilimi şeklinde parça kesin. Kalan armudu rendeleyin. Üzerine kalan tozşeker, çikolata,1 çorba kaşığı tarçın ve kırık pralin parçaları ekleyip karıştırın. Karışım ile armutların içini doldurun. Önceden ısıtılmış 180 derece fırında 15-20dakika pişirin. Çikolata sos için kremşanti ve 1 çorba kaşığı tozşekeri bir kapta kaynatın. Kırık çikolataları ilave ederek iyice karıştırın. Tereyağı ilave ederek tekrar karıştırın ve soğumaya bırakın. Armutlar soğuduktan sonra çikolata sos ile servis yapın.

Selülit

27 Haziran 2010 Yazan  
Kategori Cilt Bakımı, Makyaj Modası

Bedeniniz zayıf da olsa şişman da olsa selülitler her bedenin korkulu rüyası olabiliyor. Umutsuzluğun gereği yok bayanlar, çünkü onu dize getirmenin sayısız yolu var.

Derinin hemen altında yağdokusunun çevresinde oluşan selülitler üst deride pütürlü bir görüntü oluşturarak kişininin kendini beğenmemesine ve güvenmemesine yol açar. Yağ hücreleri fazla yağı tutar ve oströjenin de etkisiyle bu hücreler yayılır. Kan dolaşımı gittikçe daha yetersiz hale gelir. Yağ hücrelerinin yayılması derinin altındaki bağ dokusunu etkileyerek vücudun fazla su tutmasına ve kan dolaşımının zayıflamasına yol açar. Kan dolaşımı yavaşlayınca dokulara daha az oksijen transferi gerçekleşir. Böylece elastikiyetini kaybeden dokular cildin pürüzlü bir görünüm almasına neden olur.

Düşük kalorili yiyecekler yiyerek, bol hareket ederek ve alınan kaloriden fazlasını harcayarak sadece kilo verilebiliyor. Peki, selülitlerden nasıl kurtulacağız? Fransa’da bir deri hastalığı olarak tanımlanan selülitin kozmetik dünyasında bir para kazanma aracı haline getirilen bir kandırmaca mı yoksa gerçekten tüm kadınların korkulu rüyası mı olduğu hala tartışılıyor. Bazı bilirkişiler selülitin bir hastalık değil de kozmetik tedavilerin giderek daha da arttığı günümüzde bir kandırmacadan ibaret olduğunu düşünüyorlar. Yalnız gerçek olan şu ki, o da kadınların genelinin kalça ve baldır bölgesindeki pürüzlü görünümden çok fazla rahatsız oldukları.

Selülitler birdenbire meydana gelmez.

Sağlıksız yaşam, dengeli beslenmeme, fazla alkol, sigara bağımlılığı, hareketsizlik, uzun sürede vücutta selülit üretimine sebep oluyor. Hamilelik ve menopoz dönemleri ile bu gibi durumlarda ortaya çıkan hormonal değerlerin değişmesi selüliti tetikliyor. Kadınlar bu dönemlerinde duygusal olarak fazla hassaslaştıklarından stresleriyle başa çıkabilmeleri durumunda bu hormonal değişiklikler en az seviyeye düşecektir. Stresli insanlarda vücut savunma sistemi harekete geçer ve hormonlar tam aksine daha da çok salgılanır. Vücut ne kadar çok su toplarsa selülitler o kadar çok artıyor. Selülit derdinden kurtulmak istiyorsanız hem stressiz bir yaşama hem de bazı alışkanlıklarını yok etmeye ihtiyacınız vardır.

Antakya’ dan Humus

27 Haziran 2010 Yazan  
Kategori Moda-Yemek Tarifleri

Uzun süren akşam yemeği sofralarının özel tatlarından humus Hatay mutfağının özel çeşitlerindendir.

500 gr nohut

1 su bardağı mercimek

1 çay bardağı tahin

4 diş sarımsak

2 limonun suyu

1 tatlı kaşığı kimyon

1 tatlı kaşığı acı pul biber

1 kahve fincan zeytinyağı

Tuz

Üzeri için:

15 gr tereyağı,

3 dal maydanoz

1 çay kaşığı kırmızı toz biber

2 çorba kaşığı dolmalık fıstık

Nohutlar ve kırmızı mercimeği ayrı tencerelerde başlayıp süzün. Nohutları kabukları dağılıncaya kadar başladıktan sonra kabuklarını soyun. Nohutların haşlama suyundan daha sonra kullanmak için 1 kase kadarını ayırın. Sarımsakları soyup 1 çay kaşığı tuz ile havanda ezin. Mercimekleri iyice haşladıktan sonra süzün.

Kabukları soyulmuş nohutları mutfak robotuna alın. Tahin, havanda ezilmiş sarımsaklar, kimyon, zeytinyağı, tuz, limon suyu ve iyice haşlanmış sarımercimekleri ilave edin. Püre kıvamına gelinceye kadar ezin. Humusun kıvamı çok katı ise önceden ayırdığınız haşlama suyundan ilave edebilirsiniz.

Humusu servis tabağına alın. Tereyağı eritip dolmalık fıstıklar ile kırmızı toz biberi kavurun. Humusun üzerine gezdirerek dökün. Kıyılmış maydanozla süsleyip servis yapın.

Dolgun dudaklar ve çekici gözler için makyaj tüyoları

25 Haziran 2010 Yazan  
Kategori Makyaj Modası

Dudaklarınız çok ince ise veya kalın dudaklı olmanıza rağmen dudaklarınızın dolgunluğunu belirginleştirmek istiyorsanız rujunuzu sürmeden önce dudak kaleminizden yardım alın. Dudak kaleminizi üst dudağınızda ortadan köşelere doğru çok ince bir çizgi çekerek ve birazda dudak çizginizi taşırarak uygulayın. Alt dudağınızı köşeden başlayarak elinizi kaldırmadan tek çizgi halinde uygulayın.

Bu çizgiler dudaklarınızın daha kalın görünmesine fayda sağlayacaktır. Dudak kaleminizin renginden 1 ton acık rujunuzu fırça yardımı ile hem alt dudağınızın, hemde üst dudağınızın ortasından kenarlarına doğru dudak kalemi ile çektiğiniz çizgileri kapatmayacak şekilde sürün. En sonra olarak da şeffaf veya simli bir parlatıcı ile dudaklarınızı dıştan içe doğru parlatın. Evet, artık dolgun ve seksi dudaklara sahipsiniz. Dudak kaleminizin ve rujunuzun uzun süre silinmeden kalmasını istiyorsanız dudaklarınıza makyaja başlamadan önce süreceğiniz toz pudra sizi uzun süre ruj tazeleme zahmetinden kurtaracaktır.

Dudak makyajımızı tamamladıktan sonra dolgun görünümlü dudaklarımıza şimdide olduğundan daha çekici ifadeyi verecek olan göz makyajımıza geçelim.

Etkili bir göz makyajı için öncelikle gözlerinizin yapısını iyi tanıyın. Büyük gözlere mi sahipsiniz, küçük gözlere mi sahipsiniz, birbirinden uzak görünen gözlere mi sahipsiniz bunların bilincini varın. Çünkü doğru makyaj için yüz hatlarınızı tanımanız çok önemlidir.

Örneğin birbirinden uzak gözlere sahip iseniz göz kapaklarınızın burnunuza yakın olan kısımlarını mutlaka koyu renk bir far uygulayın ve yanaklara doğru gidildikçe farınızın rengini açın. Göz kaleminizi dış taraftan iç tarafa doğru kalınlaşacak şekilde sürün.

Eğer gözleriniz birbirine çok yakın bir yapıda ise, bu sefer tam tersi işlemi uygulayın. Yani göz kapaklarınıza süreceğiniz farınız koyu tonlar dış kenarlarda, açık tonları iç kenarlarda yani burnunuza yakın olan kısımda uygulayın. Göz kaleminizi işten dışa doğru kalınlaştırarak sürmenizde büyük katkı sağlayacaktır.

Eğer küçük gözlere sahip iseniz, olduğundan daha büyük göstermek istiyorsanız tüm göz kapağına açık bej tonlarında kullanacağınız farınız gözlerinizi daha büyük gösterecektir. Göz kalemi kullanmamaya dikkat edin.

Eğer gözleriniz yeteri kadar büyük ise ve siz daha küçük daha kısık gözlere sahip olmak istiyorsanız, far renginizi olabildiğince koyu seçmeniz ve likit veya göz kalemi kullanmanız işine yarayan yardımcılarınız olacaktır.

Dudaklarınıza ve gözlerinize bu makyaj teknikleri ile makyaj yaptığınızda artık daha dolgun ve seksi dudaklara sahip olmanın yanında daha çekici ve etkili bakan gözlere de sahip oldunuz demektir.

Spor Giyim-Tasarımcı Sedef Çalarkan t-shirtleri

23 Haziran 2010 Yazan  
Kategori Moda

Diesel markasını Türkiye’de monobrand olarak çok iyi bir noktaya taşıyan Özlenir Giyim, jean laboratuarı fikrinden ortaya çıkan “JeansLab” mağazalarında ilk kez bir Türk tasarımcısı olan Sedef Çalarkan ile çalışmaya başladı… Jeanslab, bundan sonra da Türk tasarımcıları desteklemek adına Türk tasarımcılarla birlikte çalışmalara devam edecek.

Koleksiyonda tuğra, padişah portreleri gibi Osmanlı motiflerine sıkça yer veren Sedef Çalarkan, kaliteli bir marka ile aynı çatı altında bir Türk markası olarak bulunmanın da heyecanını yaşıyor. Mağazacılık anlayışına farklı bir yorum getiren Jeanslab, bundan sonra da farklı tasarımcılarla birlikte yol almayı hedeflerken, özellikle Türk tasarımcıların koleksiyonlarını Jeanslab mağazalarında satışa sunmanın da sinyallerini şimdiden veriyor.

Dünyanın en ünlü markalarının distribütörü Özlenir Giyim’in çatısı altındaki Jeanslab, sınırsız ürün çeşidinin aynı çatı altında buluştuğu bir konsept mağazalar zinciri… Jeanslab, Diesel, Lacoste, Glocal, G-star,Hilfiger Denim, Replay, 55DSL, Lee ve Wrangler gibi markaları gençlerin beğenisine sunuyor. Bu markaların yanı sıra ilk kez bir Türk markası ile çalışmaya başlayan Jeanslab, Sedef Çalarkan’ın Zamansız Tasarımları t-shirt koleksiyonuyla da gençlerin dikkatini çekiyor. JeansLab mağazalarında, üst giyimden ayakkabıya, çantadan iç giyime kadar geniş bir ürün yelpazesine ulaşmak mümkün…


Soya soslu pirinç salatası

21 Haziran 2010 Yazan  
Kategori Moda-Yemek Tarifleri

Çin usulü bir salata soya sosu pirinç salatası, soyayı sevenler için lezzetli bir salata tarifi.

3 su bardağı

Amerikan pirinci

1 demet maydanoz

1 salatalık

Birkaç kiraz domates

10-12 taze nane yaprağı

2 çorba kaşığı soya yağı

2 çorba kaşığı limon suyu

Tuz, karabiber

Salatalığı soyup Domatesleri ortadan ikiye kesin.

Pirinci bol suyla yıkayıp süzün ve 3 bardak suyla haşlayın. Süzüp soğumaya bırakın. Maydanozu temizleyip kıyın. Pirinç, nane yaprakları, salatalık, maydanoz ve domatesi derin bir kâseye alın.

Soya yağı, limon suyu, tuz ve karabiberi bir kâsede karıştırıp salatanın üzerine gezdirerek ekleyin. Harmanlayıp servis yapın.

Yazlık Elbise Modelleri

21 Haziran 2010 Yazan  
Kategori Moda

Yazın rahatlığını şık elbiselerle bütünleştiren, pratik kullanışlı pamuklu elbise modelleri. 2010 yazında plajlarda göz kamaştıran sıcak rengarenk kıyafetler plajların kraliçesi siz olun.

Straplez renkli plajlarda yazını neşesini görüntüleyen bir model

2010 yaz modasında  sarının tüm tonları gözde, bu moda plajda da devam edecek

Boyundan bağlı, beyazın asaleti ve masumiyetini yansıtan rahat bir model

Şeftali Maskesi

20 Haziran 2010 Yazan  
Kategori Cilt Bakımı, Makyaj Modası

A, C, B ve birçok vitamini içeren şeftalinin, vitamin yönünden zengin oluşu, cildi besleyici özelliğini artırmakta. Yaz aylarının bu lezzetli meyvesini yemekle kalmayıp, maskesini uygulamakla  cildimiz nemlendirici etkisinden yararlanır.

2 adet olgun şeftali

5 damla ada çayı özü

Şeftaliyi kabuklarıyla ezin ve suyunu süzgeçten geçirin. Kalan posanın içine adaçayı özünü katın ve bunları pamuklu ve yumuşak bir bezin arasına koyup, yüzünüze haftada 2 kez 20 dk. uygulayın.